Paylaş
1 Mayıs, işçi sınıfının mücadele ve birlik günü olarak kutlanırken, bu yılın 1 Mayıs’ında çocuk işçiliğini araştırdık. Çocukların çocukluklarını yaşamadan çalışmaya zorlandığı bu gerçek, dünyada ve Türkiye’de ciddi bir insan hakları ihlali olarak varlığını sürdürüyor. Günümüzde, sokaklarda, fabrikalarda ve tarlalarda milyonlarca çocuk, temel haklarından mahrum bir şekilde çalışmaya zorlanıyor ve bu durum yeterince görünür değil.
MediaCH
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), çocuk işçiliğini, Çocukların çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişmeleri açısından zararlı işlerde çalıştırılma hali olarak tanımlıyor. Çocuk işçiliği dünya genelinde çocuk hakları ihlallerinin en yaygın olanlarından biridir.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu (UNICEF)’in 12 Haziran 2023’te paylaştığı rapora göre dünyada 160 milyon çocuk işçi bulunuyor. Çocuk işçilerin 63 milyonu kız, 97 milyonu ise erkek çocuklar. UNICEF’e göre, 9 milyon çocuğun daha hane gelirindeki kayıpların telafi edilmesi amacıyla çocuk işçi olarak çalıştırılma riski bulunuyor.
UNICEF ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) çocuk işçilere dair yayınladıkları “Milyarlarca neden: Çocuklar için evrensel boyutta sosyal koruma oluşturmaya yönelik acil ihtiyaç” (More than a billion reasons: The urgent need to build universal social protection for children) başlıklı ortak rapor; sosyal korumanın, yoksulluğu ve kırılganlıkları azaltarak çocuk işçiliğini önlemedeki etkisine de dikkat çekiyor.
Türkiye’nin de imzacısı olduğu, uluslararası alanda çocuk haklarına ilişkin en önemli belgelerden biri olan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, 18 yaşını doldurmamış her bireyi çocuk olarak tanımlamakta. 18 yaşın altında, haneye katkı sağlamak amacıyla çalışan her birey ise çocuk işçi olarak kabul ediliyor.
Hafif ve az zamanlı işlerde 15 yaşını tamamlamış çocukların çalışması kabul edilebilirken, Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun tanımladığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu sözleşmeye göre, ağır ve tehlikeli işlerde çalışmanın asgari yaşı 18.
Türkiye’de 850 binden fazla çocuk işçi var
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye’nin 2023 yılı çocuk nüfusunu (0–17 yaş aralığı) 22 milyon 206 bin 34 olarak açıkladı. Aynı istatistiklere göre Türkiye’de 15-17 yaş aralığında 850 binden fazla çocuk işçi bulunuyor. Bu sonuçlara göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 22,1 oldu. 2022 yılında bu oran yüzde 18,7 iken 2021 yılında yüzde 16,4’tü. Ancak bunun sadece resmi verilere yansıyan sayılar olduğunu belirtmekte yarar var. Geçmiş yıllarda 15 yaşın altındaki çocuk işçilere dair de veri paylaşan TÜİK, bu yıl veri paylaşmadı.
En az 689 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi
İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi (İSİG), 2013’ten 2024’ün ilk dört ayına kadar, en az 689 çocuğun iş kazalarında yaşamını yitirdiğini açıkladı. Bu süre zarfında, 0-14 yaş arası 238 çocuk, 15-17 yaş arası ise 451 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu çocuklardan 80’i göçmendi. Cinsiyet bazında incelendiğinde ise 99 kız ve 590 erkek çocuğun yaşamını yitirdiği anlaşılıyor.
Aynı rapora göre; 2024 yılının ilk 3 ayında 13 kadın 16 çocuk toplam 425 işçi, iş kazası sonucu yaşamını yitirdi.
2024’ün ilk aylarında yaşanan bazı çocuk iş kazaları şu şekilde:
Zonguldak’ta odun taşıyan 13 yaşındaki çocuk işçi Yasin, yaşanan iş kazası sonucu yaşamını yitirdi.
Bursa’nın İnegöl ilçesinde mobilya atölyesinde çalışan Suriye uyruklu 15 yaşındaki İyat, iş kazasında yaralandı.
14 yaşındaki Arda, Büyükçekmece’de staj gördüğü iş yerinde çalışırken iş kazası sonucu yaşamını yitirdi.
Arnavutköy’de bir iş yerinde meydana gelen iş kazasında, 17 yaşındaki Arda Yaşamını yitirdi.
Antalya’da yaşayan lise öğrencisi Beyzanur, kalfalık eğitimi aldığı iş yerinde yaşanan iş kazası sonucu yaralandı.
Adana’da bir işçi servisi uçuruma devrildikten sonra yandı. Kazada 3 kişi yaşamını yitirirken 7’si çocuk 18 kişi yaralandı.
MESEM’lerde 336 çocuk iş kazası yaşadı
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, CHP Milletvekili Turan Taşkın Özer’in soru önergesine yanıt olarak, Şubat ayı itibarıyla Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) kayıtlarına göre 82 bin 618 kadın ve 339 bin 15 erkek olmak üzere toplam 421 bin 633 öğrencinin bulunduğunu açıklamıştı. Aynı açıklamada MESEM bünyesinde 336 çocuğun iş kazası geçirdiğini belirten Bakan Tekin, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden öğrenci sayısını ise açıklamadı.
Çocuk iş cinayetlerine karşı 1 Mayıs’a
Eğitim-Sen 2 Nolu Şube Sekreteri Bektaş Durmaz, iktidarın eğitime kaynak aktarmak yerine ÇEDES ile din istismarı yapan tarikatlara, MESEM ile de sermayeye kaynak aktardığını belirtti. Durmaz, MESEM projesiyle çıraklık eğitimi adı altında çocuk işçiliğinin dayatılmakta olduğunu söyledi. Çıraklık eğitimi adı altında çocukların bir gün okula gidip dört gün fabrikalarda çalışmalarına tepki gösteren Durmaz, “Çocuk iş cinayetlerine karşı 1 Mayıs’a” çağrısında bulundu.
İSİG Meclisi Genel Koordinatörü Murat Çakır ise 23 Nisan’da yaptığı açıklamada, “Ucuz iş gücü olarak devlet eliyle kaynak aktarılan MESEM’ler ile çocuk işçiliğinin önü açılıyor. Fabrikalarda, inşaatlarda, moto kuryelik yaparken, tarım alanlarında çalışırken her yıl 60-70 çocuğumuzu iş cinayetinde kaybediyoruz. Yılın sadece ilk dört ayında 18 çocuğu iş cinayetlerinde kaybettik ve daha tarım mevsimi başlamadı. Tarım mevsiminde de pek çok çocuğu iş cinayetinde kaybediyoruz” ifadelerini kullandı.