Paylaş
Şanghay merkezli bir araştırma, gebelik öncesi üç aylık dönemde hava kirliliğine maruz kalmanın çocukların büyüme hızını ve obezite riskini artırdığını ortaya koydu. Uzmanlar, hava kirliliğinin uzun vadede metabolik hastalıklara yol açabileceği konusunda uyarıyor.
MediaCH
Shanghay merkezli bir grup araştırmacının öncülüğünü yaptığı ve ABD, Çin ile Avrupa’dan birçok üniversitenin katkı sağladığı geniş bir çalışma, hava kirliliğinin çocuk sağlığı üzerindeki olası etkilerini yeniden gündeme getirdi. Araştırma, özellikle gebelik öncesindeki üç aylık sürecin, çocuklarda büyüme hızı ve obezite riskini artırdığını ortaya koydu.
Araştırma, gebelikten önceki üç aylık dönemde ince partikül maddelere maruz kalınmasının çocukların sağlığını etkilediğini ortaya koydu. Çocukların iki yaşına kadar olan büyümeleri incelendiğinde, havadaki ince toz partiküllerinin (PM2.5 ve PM10) artmasıyla birlikte vücut kitle indeksi (VKİ) ve yaşına göre VKİ değerlerinin de yükseldiği gözlemlendi.
Daha basit bir ifadeyle, bu hava kirliliği oranlarındaki artış, çocukların iki yaşında normalinden daha fazla kilo almalarına ve obezite riskinin artmasına neden oldu. Erkek çocukların ve 35 yaşından küçük annelerin çocuklarının bu durumdan daha fazla etkilendiği tespit edildi. Bunun yanı sıra, hamilelikten önceki hava kirliliğine maruziyetin, çocukların doğumdan sonraki 6 ila 24 aylık dönemde daha hızlı büyümelerine yol açtığı görüldü.
Çalışma, 2016-2018 yılları arasında Çin’in Shanghay kentindeki 28 farklı anne ve çocuk sağlığı merkezinden toplam 26 bin 714 kadını kapsayan şekilde planlandı. Bu kadınların doğurduğu ve iki yaşına kadar takip edilen 5 bin 834 çocuk üzerinde hava kirliliği (PM2.5, PM10 ve NO2) ile büyüme göstergeleri arasındaki ilişkiler analiz edildi. Araştırmacılar, her bireyin adres bazlı olarak hava kirliliğine maruziyetini belirlemek için uzaktan algılama verileri ve kimyasal ulaşım modelleri kullandı.
Araştırmacılar, hava kirliliğinin çocuklarda uzun vadeli metabolik hastalıkları tetikleyebileceği konusunda uyarıyor. Bu nedenle, erken dönem müdahalelerinin hayati önem taşıdığı ve bu gibi çalışmaların farkındalığı artırmak için kullanılması gerektiği belirtiliyor.
Çalışmaya buradan ulaşabilirsiniz.
