Paylaş
Van’ın Erciş ilçesinde görülen davada, çocuğun ölümüme sürüklenmesine yol açan istismar ve şantaj süreci yargıya taşındı; sanıklar hakkında tutuklama kararı çıkmadı.
Furkan Tunçdemir / Devran Kertiş
Duruşmanın yapıldığı Erciş Adliyesi’nde, özellikle duruşma salonunun bulunduğu koridorda güvenlik önlemleri alındı.
Duruşmaya; Van Kadın Platformu, Van Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Star Kadın Derneği, Medya ve Çocuk Hakları Derneği (MEÇHAD), Van Hakkari Tabipler Odası, Erciş Belediyesi Çocuk Hakları Komisyonu, Dem Parti ve çok sayıda bireysel aktivist katıldı.
Saat 08.45’te başlaması planlanan duruşma, yaklaşık iki saatlik gecikmeyle 10.30’da başladı. Duruşma öncesinde mağdurun annesi, duruşma salonunun bulunduğu koridorda fenalaştı. Müdahale, davayı takip etmek için gelen kadınlar tarafından yapıldı.
Sanık ve SSÇ’ler (suça sürüklenen çocuk) duruşmaya katılmazken, avukatları mahkeme salonunda hazır bulundu. Mağdurun ailesinin yanı sıra, aile avukatı ve Van Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden avukatların da aralarında olduğu çok sayıda hukukçu duruşmayı izledi. Duruşma salonuna sığmayan çok sayıda gözlemci ve aktivist, adliye dışına çıkartıldı.
Aile ve avukatlardan tutuklama talebi
Mahkeme, Van Barosu Kadın Hakları Merkezi ile Çocuk Hakları Komisyonu’nun davaya katılma taleplerini reddetti.
Kimlik tespitinin ardından söz alan mağdurun annesi ve babası, duruşmada yaşanan süreci anlattıkları sırada zaman zaman ağlama krizleri geçirdi. Anne, sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek “Kızım bu insanlar yüzünden artık hayatta değil” dedi. Ardından söz alan baba da şikâyetçi olduğunu ifade etti.
Tanıkların dinlenmesinin ardından söz alan aile avukatı Ümit Süleymanoğlu, mağdurun sanıklar tarafından şantaja uğradığını, bu süreçte büyük bir psikolojik baskıya maruz kaldığını ve bu nedenle yaşamına son verdiğini ifade etti. Tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti.
İstanbul sözleşmesi vurgusu
Avukat Hülya Çelik Sönmez ise, sanık ve SSÇ’lerin duruşmada hazır bulunmamasına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Sanıkların bugün tutuklu olarak yargılanmaması ve duruşma salonunda hiçbirinin bulunmaması, bu olayın nasıl olsa kapanacağına, birkaç ay yatıp ellerini kollarını sallayarak toplum içinde dolaşabileceklerine inandıklarını gösteriyor.”
Sönmez, mağdurun olaydan önce karakola giderek ifade verdiğini, tehdit ve şantajı açıkça dile getirmesine rağmen koruyucu hiçbir önlemin alınmadığını belirtti. “Yasa gereği müdafii eşliğinde ifadesi alınıp tekrar evine gönderilmiş. Ne yaşı ne psikolojisi gözetilmiş. 6284 sayılı yasa dahi uygulanmamış. O yasa devreye girseydi belki bugün bu çocuk yaşıyor olacaktı” dedi.
İstanbul Sözleşmesi’ne de atıfta bulunan Sönmez, “Eğer İstanbul Sözleşmesi bugün yürürlükte olsaydı, bu çocuğun yaşama hakkı daha güçlü korunacaktı. Usulde ihmal var. Bundan sonra hiçbir kadının ölmemesi için bu dosyada tahkikatın genişletilmesini talep ediyoruz. Cezasızlık algısının yıkılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Tutuksuz yargılanacaklar
Ardından söz alan diğer avukatlar da, dosyada yer alan dijital delillerin içeriği, tanık beyanları ve sanıkların kaçma/karartma ihtimali gerekçesiyle tutuklama talep etti. Aynı yönde mütalaa sunan savcı da sanıkların tutuklanmasını istedi. Mahkeme heyeti, mevcut delil durumu gerekçesiyle bu talebi reddetti. Sanıkların tutuksuz yargılanmasına devam edilecek.
Bir sonraki duruşma 26 Eylül Cuma günü saat 09.00’da görülecek.
Ne olmuştu?
Van’ın Erciş ilçesinde yaşayan 15 yaşındaki bir çocuk, cinsel şiddet ve tehditlerin ardından yaşadığı ağır psikolojik baskı nedeniyle yaklaşık yedi ay önce yaşamına son verdi. Olaydan bir gün önce çocuk ve ailesi, dijital ortamda bulunan görüntülerinin tehdit ve şantaj amaçlı kullanıldığı yönünde kolluk birimine başvurdu; ancak koruyucu önlemler hayata geçirilmedi.
Olayın ardından başlatılan adli süreçte üç kişi hakkında tutuklama kararı verildi. Ancak bu kişiler, kısa süre içerisinde tahliye edildi. Yargı süreci devam ederken, “çocuğun cinsel istismarı”, “kadına karşı tehdit ve şantaj” ve “hakaret” suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması 3 Temmuz 2025’te Erciş 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Kadın platformu: “İntihar değil, katliam”
Duruşmanın ardından Erciş Adliyesi önünde toplanan Van Kadın Platformu üyeleri, basın açıklaması yaparak yaşananların sadece bireysel bir suç olmadığını, sistemsel bir ihmal ve şiddet zincirinin sonucu olduğunu dile getirdi. Platform adına yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“15 yaşında bir kız çocuğu istismara uğradı, dijital görüntülerle tehdit edildi, korkutuldu, susturuldu ve sonunda ölüme sürüklendi. Bu bir intihar değil, bir kadın katliamıdır.”
Bu davanın takipçisi olacaklarının altını çizen platform, taleplerini de şu şekilde sıraladı:
Cinsel istismar ve şiddet davalarında cezasızlık sona ersin.
Kadın ve çocukların korunması için etkili, yaygın ve erişilebilir destek sistemleri kurulsun.
Failin değil, mağdurun yaşamı merkez alınsın.
Her mahallede, her okulda, her kurumda kadınlara güvenli yaşam alanları sağlansın.
Kadın cinayetlerini ‘aile içi mesele’ olarak gören zihniyetle, erkek şiddetini normalleştiren kültürle, yargıda ve kollukta yerleşmiş eril düzenle hesaplaşılsın.

Kaynak: MediaCH