Paylaş
Antep’te faaliyet gösteren Nar Bilim, Kültür ve Sanat Derneği, deprem ve savaşın etkilediği çocuklara destek olmak amacıyla dikkat çeken bir projeye imza attı.
MediaCH
Evrensel’de yer alan habere göre, eğitimden uzak kalan ve aralarında çalıştırılan çocukların da bulunduğu mülteci çocuklar için Çok Dilli Çocuk Korosu kuruldu. 10-13 yaş arasındaki 15 çocuk, bu proje sayesinde hem müziğin iyileştirici gücünü keşfetti hem de Kürtçe, Türkçe ve Arapça şarkılar öğrenerek kültürel zenginliklerini sahneye taşıdı.
Deprem sonrası hayata geçen proje
Projenin mimarlarından müzisyen Mustafa Çirkin, koronun hikayesini şöyle anlattı: “Depremden üç hafta sonra çocuklarla çeşitli atölyeler yapmaya başladık. Bu süreçte müziğe yatkınlıklarını fark ettik ve çok dilli bir çocuk korosu kurma fikri ortaya çıktı. Mahallede göçmen çocukların yoğun olması bu yaklaşımı benimsememizde etkili oldu.”
Çocuklar yıl sonu etkinlikleri kapsamında Hayal Band Müzik Grubu ile birlikte sahne alarak, barış ve kardeşlik mesajı verdi. Üç dilde seslendirdikleri şarkılar arasında Kürtçe ‘Nêrgiz’, Arapça ‘Bint El Shalabiya’ ve Türkçe ‘Hayat Bayram Olsa’ yer aldı.
Çocuklar müzik sayesinde empati kurmayı öğrendi
Koro çalışmasının çocuklara katkılarını değerlendiren Çirkin, çocukların zor şartlar altında büyüdüğünü vurguladı: “Bu çocuklar savaşı birebir deneyimlememiş olsalar da savaşın izlerini taşıyan ailelerin içinde büyüyorlar. Bazıları okula gidemiyor, bazıları ise çocuk işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. Bu üretimlerle onlara bir nefes olabildiğimizi düşünüyorum.”
Çirkin, başlangıçta çocukların iletişimde zorlandıklarını, sık sık kavga ettiklerini belirtti. Ancak müzik sayesinde çocukların zamanla birbirleriyle konuşmayı, sorunlarını ifade etmeyi ve empati kurmayı öğrendiğini dile getirdi.
Arapça şarkılarla yasak algısını yıkmak
Atölye boyunca çocuklara ritim, şan ve temel nota eğitimi veren Çirkin, Arapça şarkılar konusunda yaşadıkları bir zorluğu şöyle anlattı: “Çoğu çocuk Arapça bilmesine rağmen Arapça şarkı söylemekten çekindi. Bunun nedeni, okullarda Arapça konuşmalarının yasaklanmış olması. Çocuklar buradaki çalışmalar sırasında da aynı yasağın geçerli olduğunu düşündü. Ancak birlikte bu çekingenliği aşmayı başardık.”