Çocuk Gelişimi Hakkında Bilmeniz Gereken 10 Şey

çocuk gelişimi-mediach.net
Paylaş

Çocuk gelişimi hakkında bilinmesi gereken 10 kritik nokta: Beyin bağlantılarının hızla gelişmesinden, duygusal güvenliğin önemine, travma ve istismarların kalıcı etkilerinden, davranışların altında yatan gizli duygusal ihtiyaçlara kadar çocukluk dönemi, gelecekteki fiziksel ve zihinsel sağlığın temelini atıyor.

Çocuk gelişimi, duygusal güvenliğin sağlanması gibi birçok faktöre bağlı olarak şekillenir. Bu konuda uzmanlaşmış olan Ebeveynlik Enstitüsü, özellikle koruyucu ailelerdeki çocukların gelişimine dikkat çekerken, sosyal hizmet uzmanlarının da doğru bir yaklaşım sergileyerek çocukların duygusal ihtiyaçlarına katkı sağlayabileceğini vurguluyor. Kurum, çocuk ve bebek gelişiminin temel noktalarını anlamak adına on önemli madde sıraladı.

Beyindeki bağlantılar hızla gelişir: Her yaşanılan deneyim, çocuk beyninde sinaps adı verilen nöronlar arasında yeni bağlantılar kurar. Bu bağlantılar, anne karnında başlar ve doğumdan sonraki ilk beş yılda hızla artarak saniyede 700 ila 1.000 arasında sinaps oluşturur. Yetişkinlikte, beynimizdeki bağlantıların üçte ikisi elenir. Bu sinaptik budama süreci, zekâmızın azalması anlamına gelmez; aksine, en çok kullanılan bağlantılarımızı geliştirir ve uzmanlaşmamızı sağlar.

Çocukluk dönemindeki istismarlar beyin gelişimini olumsuz etkiler: Çocukluk döneminde yaşanan fiziksel ve/veya psikolojik istismarlar, beyinde ciddi gelişim sorunlarına yol açar. Beynin ön korteks bölgesinde küçülme görülür ve bu durum, tıbbi görüntüleme yöntemleri ile tespit edilebilir.

Duygusal ilgi hayati önem taşır: Bebekler yalnızca fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmasıyla (yemek, alt değiştirme vb.) yetinmez; duygusal ilgi, psikolojik gelişimleri için hayati bir önem taşır. 1940’larda Psikiyatr René Spitz, bakım evlerindeki terk edilmiş bebekleri incelediğinde, duygusal ilgiden mahrum kalan bebeklerin gelişimlerinin durduğunu ve hatta yaşamlarını yitirebildiklerini gözlemledi. Bu durumu “hastane hastalığı” ya da “ayrılık hastalığı” olarak tanımlamıştır.

Bağlanma ve güvenlik: Bir bebek, ebeveynlerinin ihtiyaçlarına yanıt verip vermemesine bakmaksızın onlara bağlanır. Aldığı duygusal güvenlik, yaşam boyu ilişkilerinde ve kendine bakış açısında önemli bir rol oynar. Güvenli bağlanma, çocuğun öz saygısını ve sosyal becerilerini geliştirir.

İlişkileri onarmak gelişimi destekler: Bir çocuk güvenli ilişkiler yaşamazsa, gelişimi sekteye uğrayabilir. Tıbbi bir teşhis konulmadan önce, ilişkileri onarmak ve çocuğa güvenli bir ortam sağlamak, gelişimini yeniden olumlu bir şekilde ilerletebilir.

Olumsuz deneyimlerin etkisi: Çocuk, yaşamının erken dönemlerinde ne kadar fazla olumsuz deneyim yaşarsa, ilerleyen yaşlarında fiziksel veya zihinsel sağlık sorunları yaşama riski o kadar artar. Ayrıca bu tür çocukların bağımlılığa eğilimli olma olasılığı daha yüksektir.

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB): Travmatik bir olayın ardından, bu olayı zihinde tekrar yaşamak ve sürekli bir tehdit altında hissetmek TSSB’ye neden olabilir. Değerlendirilmesi zor olsa da travmaya maruz kalan 6 yaş altındaki çocukların yaklaşık %24,8’inde TSSB görüldüğü tahmin edilmektedir.

Ruh sağlığı sorunları erken yaşta başlar: Yetişkinlikte ortaya çıkan birçok ruh sağlığı sorunu, çocukluk veya ergenlik döneminde başlamıştır. Dünya genelinde her yedi çocuktan biri ruh sağlığı sorunları yaşamaktadır. Özellikle içselleştirilen (duygusal sıkıntıların içe dönük olarak yaşanması) problemler, küçük çocukların gelişimini ve işlevselliğini ciddi şekilde engelleyebilir.

18 aylık bebek kapris yapmaz: 18 aylık bir bebeğin beyninde, kapris yapmak gibi karmaşık bir bilişsel beceri için yeterli olgunluk yoktur. Bu nedenle, bebeklerin bu yaşlarda gösterdiği davranışlar kapris olarak değerlendirilmemelidir.

“Dayanılmaz” çocuklar yardım istiyor olabilir: Kreş veya okul gibi toplu ortamlarda, “dayanılmaz” olarak nitelendirilen bir çocuk, aslında dayanılmaz bir durum yaşıyor olabilir. Bu davranış, çocuğun bir yardım çağrısıdır. Aynı şekilde, “rahatsız edici” olarak görülen birçok davranışın altında, çocuğun derin bir duygusal ihtiyacı yatabilir.

Paylaş