Paylaş
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adı verdiği yeni müfredat taslağını kamuoyuna açıkladı. Eğitim Sen yaptığı yazılı açıklama ile duruma tepki gösterdi.
MediaCH – Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), uzun süredir üzerinde çalıştığı müfredat değişikliği taslağını bugün kamuoyuyla paylaştı. Ancak, taslağın duyurulmasıyla birlikte sosyal medya platformlarında birçok kullanıcı tepkisini dile getirdi. Aynı saatlerde Eğitim Sen de, “Milli Eğitim Bakanlığı, Müfredat Değişiklikleriyle Neyi Amaçlıyor?” başlıklı bir açıklama yayımladı.
Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada, mevcut müfredatın bilimsel ve demokratik ilkelere uygun olmadığı ve ideolojik baskılarla şekillenmiş olduğu belirtilerek özellikle dini ve milli referanslara ağırlık verilmesi eleştirildi.
Yapılan açıklamada yeni müfredatın, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen ve yorumlamayan robot, ve ruhsuz nesiller yetiştirmeyi amaçladığı söylendi. Öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili pek çok noktanın özenle ayıklandığı belirtilen açıklamada, iktidarın geçmiş eğitim politikaları da eleştirildi.
Açıklamada, eğitim müfredatının çocuklara ve öğrencilere bireycilik, milliyetçilik ve dini değerlerle yoğrulmuş bir sistem yerine, bilimsel, sanatsal ve estetik açıdan zenginleştirilmiş bir sistem içermesi gerektiği vurgulandı. Laik, bilimsel ve demokratik eğitimin temel amacının, çocukların kendilerini özgürce ifade etmelerine yardımcı olmak olduğu ve eğitim programlarının yaşamı bütünsel bir şekilde kavramayı hedeflemesi gerektiği de vurgulandı.
Türkiye’nin Nasıl Bir Müfredata İhtiyacı Var?
Eğitim Sen müfredat programı ile ilgili önerilerini şu şekilde sıraladı:
- Eğitim müfredatı hazırlanırken bilimsel, demokratik, laik, bireyin yanı sıra aynı zamanda toplumsal faydayı da gözeten, insan hak ve özgürlüklerine dayalı eğitim programlarının oluşturulması gereklidir. Bu çerçevede yaratıcı ve eleştirel düşünen, üretici, çevre bilincini kazanmış, toplumsal sorunlara duyarlı, kendine güvenen, demokrasiyi özümsemiş, insan hak ve özgürlüklerini ön planda tutan, eşitlikçi, adalet duygusu gelişmiş bireylerin yetiştirilmesini hedefleyen eğitim programları oluşturmak temel hedef olmalıdır.
- Dil bir iletişim aracı olmanın yanı sıra o dili konuşan toplumun tarihinin ve kültürünün taşıyıcısıdır. Farklı dillerin varlığını inkâr eden, onları dışlayan “tek dil-tek millet” ideolojisi terk edilerek çok dillilik temelinde anadilinde eğitim müfredat içeriklerine eklenmelidir.
- Müfredatın içeriği bilgi ve değerler, demokrasi karşıtı (dinci-gerici istismara dayanan, ırkçı, etnik ayrımcı, bölgeci, cinsiyetçi, farklı renk ve kültürleri aşağılayıcı, savaş yanlısı, çevre düşmanı, piyasacı vb.) öğeler asla olmamalı, var olanlar çıkarılmalıdır.
- Müfredatta yer alan konu, amaç, hedef, öğretim ilke ve yöntemleri ve kavramları, çocukların sosyal ve kültürel gelişim düzeylerine uygun olmalıdır.
- Müfredat, sınav ve not sistemi üzerine kurulmamalı. Çünkü sınav ve not sistemi, geliştiren değil, eleyen ve seçen bir sistemin ürünüdür. Ölçme ve değerlendirme, öğretmen-öğrenci-veli üçgeninde kurulmalı ve nicelik değil, nitelik ölçülmeli. Ölçmenin amacı, elemek değil, niteliğin yer ve düzeyini belirlemek olmalıdır.
- Ders kitaplarının sermaye çevrelerinin çıkarları ile dinsel kural ve referanslara göre hazırlanması uygulamalarına derhal son verilmeli, bilimsel ve pedagojik ilkelere uygun tarzda hazırlanması sağlanmalıdır.
- Ders kitaplarında gözlenen tekdüzelik son bulmalı, içerik bilimsel, sistematik ve öğrenciye göre olmalı. Seçilen konular ile konuların ele alınış biçimi program hedeflerine uygun ve ilgi çekici şekilde düzenlenmelidir.
- Ders kitabı uygulama aşamasında çeşitli öğretim yöntemlerini kullanmaya olanak sunmalı; öğrencinin katılımı, merak, yaratıcılık ve eleştirel düşünme yönleri ön plana çıkarılmalı. Ders kitapları, onu kullanan öğrencileri araştırma, sorgulama ve bilgilere ulaşma çabasına dahil edecek bir yapıda hazırlanmalıdır.
- Ders kitaplarında öğrencilerin okuduklarından zevk almalarını sağlama, düşünme becerilerini teşvik eden etkili sorgulama teknikleri kullanma, eleştirel düşünme ve kendi kendine öğrenmeyi teşvik etme yaklaşımı kendini göstermelidir.
- Öğrencinin ve öğretmenin kontrol edemediği hiçbir araç, eğitimin temel unsuru haline getirilmemeli. Özellikle bireyin davranış, beceri ve yetenek gelişimine odaklanan ilk ve ortaokul düzeyinde bilgi teknolojilerinin yanlış kullanımının öğrencinin gerçek hayatla bağını koparabileceği riski göz önünde bulundurulmalıdır.
- Müfredat hazırlıkları sürecinde sermaye ve iktidar odaklarının ekonomik, siyasal ve ideolojik çıkarlarına yönelik düzenlemeler yer almamalı, sendikalar, bilim çevreleri ve öğrenci-veli temsilcilerinin müfredat hazırlanmasında katılımı sağlanmalıdır.